Saadet Partisi #Bursa Milletvekili Mehmet Atmaca, Yapı denetim sistemi başta olmak üzere teknik personel eksikliği, laboratuvar istismarı ve kentsel dönüşüm süreçlerindeki belirsizlikler üzerinde duran Atmaca, kapsamlı bir çözüm yaklaşımı çağrısında bulundu.
"Yapı Denetim Sistemi Kültürü Hala Oturmuş Değil"
Yapı denetim sisteminin 2000 yılında yürürlüğe girdiğini hatırlatan Atmaca, bu sürecin Türkiye için önemli bir kazanım olduğunu belirtti. Ancak yapı kontrol kültürünün yeterince oturmadığına vurgu yaparak, şu ifadeleri kullandı: "2000 yılından bu yana yapı denetim sistemiyle inşa edilen yapılarda meydana gelen depremler, bu sistemin faydasını göstermiştir. Ancak sürekli değişikliğe uğrayan kanun, uygulamada aksaklıklara yol açmıştır. Bu teklifteki değişiklikler, denetim kalitesini artırmak yerine sistemi daha da karmaşık hale getirebilir.”
“Yapı denetim Seçme hakkı, kontrol sistemini daha da aksatacaktır”
500 metrekareden küçük yapıların denetimiyle ilgili yeni düzenlemeyi değerlendiren Atmaca, seçme hakkının geri getirilmesinin doğru olmadığını söyledi. “Bu tür yapılar genellikle taşeron sistemiyle yapılıyor ve denetim kalitesi zaten zayıf. Seçme hakkı, kontrol sistemini daha da aksatacaktır,” diyen Atmaca, yapı denetim firmalarına yönelik mali iyileştirmelerin mevcut olduğunu ancak bu düzenlemenin sorunu çözmekten uzak olduğunu belirtti.
Yapı denetim sisteminde 500 metrekareden büyük yapılar için iki yapı denetim firmasının atanması zorunluluğu getirilmesine de değinen Atmaca, bunun sadece pazarlık ortamı yaratacağını ifade etti: "Tek yapı denetim firmasının uygulamada sorunlar yarattığını biliyoruz ama bu çözüm de doğru değil. İleride bu maddeyle ilgili yeni değişiklikler kaçınılmaz olacaktır.”
Atmaca, yapı denetim firmalarının karşı karşıya olduğu en büyük sorunlardan birinin teknik personel eksikliği olduğunu dile getirdi. “Yapı denetimlerinde çalışan mühendisler genelde yeni mezunlar. Ancak ne şantiye ne de uygulama bilgisine sahipler. Bu, sahada büyük hatalar doğuruyor. Bakanlık bu konuda bir düzenleme yapmalıdır,” ifadelerini kullandı.
Teknik personel istihdamının, atama süreçlerindeki uzun bekleme süreleri nedeniyle yapı denetim firmalarına ek yük oluşturduğunu belirten Atmaca, bu sürecin iyileştirilmesi gerektiğini söyledi.
Laboratuvar hizmetleriyle ilgili ciddi sorunlara dikkat çeken Atmaca, karot numune alma süreçlerinde yaşanan istismar riskine vurgu yaptı: "Müteahhitlere laboratuvar firması seçme hakkı verilmesi istismara açık bir düzenlemedir. Laboratuvarların da yapı denetim firmaları gibi sistem üzerinden atanması gerekiyor. Ancak bu şekilde güvenilir bir denetim sağlanabilir.”
Kentsel dönüşüm düzenlemeleri üzerine konuşan Atmaca, tarihi yapıların yenilenmesiyle ilgili yetki genişletilmesini eleştirdi: "Tarihi yapılar, mevcut varlıklarımızdır. Bu yapıların iyileştirilmesi gerekirken, yeni alan tahsisine neden ihtiyaç duyulduğunu anlayabilmiş değiliz. Boş alanların işgal edilmesi gibi kaygılarımız var.”
Riskli yapılarla ilgili kanunun yetersizliklerine dikkat çeken Atmaca, güçlendirme ve yeniden yapım süreçlerinde yaşanan hukuki sorunları şöyle dile getirdi: "Güçlendirme mi yapılmalı yoksa yıkıp yeniden mi inşa edilmeli? Bu sorunun net bir cevabı yok. Halk, ekonomik teşvikler yerine yıkıp yeniden yapmaya yönlendiriliyor. Ancak Türkiye'nin tüm riskli yapılarını yeniden yapacak ekonomik gücü yok. Güçlendirme teşvik edilmeli ve süreç netleştirilmelidir.”
Mehmet Atmaca, konuşmasının sonunda çözüm önerilerini sıraladı:
Denetim kalitesini artırmak için tercih hakkı gibi istismar riski yüksek düzenlemelerden vazgeçilmelidir.
Yeni mezun mühendislerin uygulama bilgisi artırılmalı ve yapı denetim sisteminde görevlendirilmeden önce eğitim verilmelidir.
Laboratuvar firmaları sistem üzerinden atanmalı ve müteahhit seçimine bırakılmamalıdır.
Tarihi yapıların iyileştirilmesine odaklanılmalı ve yeni alan tahsisi konusunda dikkatli olunmalıdır.
Güçlendirme ve yeniden yapım arasında ekonomik teşviklere dayalı net bir düzenleme yapılmalıdır.
Atmaca, bu sorunların çözülmemesi halinde yapı denetim sisteminin mevcut sıkıntılarının derinleşeceği uyarısında bulunarak, kanun teklifine "Red" oyu vereceklerini açıkladı.