Trump'la röportaj yapan ilk Türk gazeteci Elif Pisacane yorumladı: Dünya bambaşka bir eşikte!

Haber Giriş Tarihi:
Haber Güncellenme Tarihi:
https://www.bursaekspress.com

Trump’ın başta ABD olmak üzere tüm dünyaya iyi geleceğini savunan ve Trump ile röportaj yapmayı başaran ilk kişi olan Türk kadın gazeteci olan Elif Kask Pisacane, İlkay Buharalı’nın Youtube kanalınına konuk oldu. Pisacane, Trump’ın ABD Başkanı seçilmesinin dünyayı nasıl etkileyeceğini, seçim sonuçlarının Türkiye’de ne gibi izler bırakacağını açıkladı

abdpost.com / ABD (İGFA) - 2024 Amerikan başkanlık seçimlerinin ardından dünya, büyük bir dönüm noktasına gelmiş durumda. Donald Trump’ın yeniden başkan seçilmesi, sadece Amerika’yı değil, tüm dünyayı derinden etkileyen bir gelişme olarak öne çıkıyor.

Başta Hollywood yıldızları olmak üzere birçok ünlü isim, Trump’ın Amerika'ya büyük zararlar vereceğini iddia ederek, seçilmesi halinde ülkeyi terk edeceklerini açıklamıştı. Bu ünlü isimler, seçim sonuçlarından hemen sonra İtalya'dan ev satın almaya yada Kanada’ya yerleşmeye karar verdi. . “TRUMP’IN KAZANMASI İNSANLIK İÇİN İKİNCİ BİR ŞANS”

Gazeteci Elif Kask Pisacane, seçimin insanlık için bir dönüm noktası olduğunu vurgularken, bu seçimle birlikte iyi ve kötü arasındaki farkların daha belirginleşeceğini, artık insanların sadece milliyetleriyle değil, insanlıklarıyla değerlendirileceğini belirtti. Pisacane, seçim süreciyle ilgili Trump’a yönelik yapılan olumsuz yorumların aslında kötü niyetli bir algı yaratmaya yönelik olduğunu ifade etti. Özellikle Amerikan ana akım medyasının, Hollywood yıldızlarının ve büyük medya gruplarının Trump’a karşı yürüttüğü kampanyalar, global çapta ciddi bir etki yaratmıştı. Ancak, Pisacane’ye göre, bu etkileşim halkın gözünü açtı ve büyük medya, toplumu manipüle etme gücünü kaybetti.

Ünlü talk-show sunucusu Okan Bayülgen’in programına katılan Meltem Cumbul, Trump’ın yeniden başkan seçilmiş olmasına Hollywood’daki arkadaşlarının üzüldüğünü belirtmişti. Ancak, bunun nedeni Trump’ın kazanması mı, yoksa arka planda saklanan başka bir mesele mi?

Hollywood dünyasının en büyük isimlerinden Jennifer Lopez’in, Trump’a karşı verdiği mücadele ve onun karşısında ağlayarak halkı uyandırmaya çalışması ise başka bir dikkat çekici nokta. Ancak Lopez’in bu duruşu, P Diddy dosyaları gibi karanlık geçmişi olan isimlere karşı sessiz kalmasını da beraberinde getiriyor. P Diddy, geçmişteki en büyük suç örgütlerinden biri olarak biliniyor, ancak Hollywood’un bu konuda sessiz kalması kafaları karıştırıyor.

TRUMP’A YÖNELTİLEN ASILSIZ “IRKÇI” İDDİALARI

ABDPost.Com'un haberine göre Trump’ın başkanlığa yeniden gelmesinin, dünya için bir felaket olmadığını, aksine insanlık için bir şans olduğunu savunan Pisacane, Amerika’daki demokratlar ve ana akım medya tarafından Trump’a yöneltilen “savaşçı”, “ırkçı” ve “aşırı sağcı” suçlamalarının tamamen asılsız olduğuna dikkat çekti. Trump’ın başkanlık döneminde savaşın durduğuna, ekonominin büyüdüğüne ve halkın genel olarak daha mutlu olduğuna değinen Pisacane, Biden yönetiminin özellikle dış politikada, Rusya ile gerginlik yaratma çabalarının dünya barışını tehdit ettiğini belirtti.

TRUMP’IN ZAFERİNİN ARDINDA YATAN ÖNEMLİ FAKTÖRLER

Günümüzde, sosyal medya ve alternatif medya kanallarının etkisi giderek artarken, geleneksel medya organlarının, halkın algısını yönlendirme gücü zayıflıyor. Trump’ın kazanmasından sonra sosyal medyada bir çeşit özgürlük dalgası esmeye başladı. Öne çıkan dikkat çekici noktalardan biri, COVID-19’a karşı uygulanan aşı zorunluluğuna ve bunun toplum üzerinde yarattığı baskılara karşı duyulan tepki oldu. Biden yönetiminde COVID-19 aşılarının halka zorla dayatılması ve bunun yarattığı toplumsal huzursuzluk üzerine de konuşan Pisacane, bu zorunluluğun dünyada birçok kişinin hayatını kaybetmesine yol açtığını vurguladı.

Pisacane, özellikle Amerika'da işçiler ve göçmenler arasında yaşanan rahatsızlıkların, demokratların vaatleriyle çeliştiğini ve Trump’a yönelen desteğin ardında bu sorunların olduğunu ifade ederken, Trump’ın başkanlığı sırasında, ekonominin güçlü olduğunu, savaşların azaldığını ve insanların daha huzurlu yaşadığını savunarak, Biden yönetiminin ise aksine Amerika’yı ekonomik ve toplumsal olarak zora soktuğunu belirtti.

TRUMP’IN GİZLİ SİLAHI: ELON MUSK

ABDPost'a göre Amerikan seçimlerinin ardından halkın ne düşündüğü, sokaktaki vatandaşın Trump’ın yeniden başkan seçilmesine nasıl tepki verdiği, bu dönemde tartışılan en önemli konulardan biri haline geldi. Ancak, seçim sonuçlarının sadece Trump’ın zaferiyle değil, aynı zamanda Elon Musk gibi etkili figürlerin siyasetteki artan rolüyle de şekillendiği görülüyor. Musk’ın iş dünyasında ve teknoloji alanındaki başarısı, bu kez siyasi arenada da önemli bir etki yaratmış gibi görünüyor.

Elon Musk, son yıllarda sadece SpaceX, Tesla ve diğer yenilikçi projeleriyle değil, aynı zamanda ABD’nin geleceğiyle ilgili düşünceleriyle de dikkat çekiyor. Özellikle teknoloji ve finans dünyasındaki büyük değişimlere öncülük eden Musk, Bitcoin ve diğer kripto paralara yaptığı yatırımlarla dikkatleri üzerine çekti. Kripto paraların yükselişi, Musk’ın desteklediği projelerin değer kazanması ve yatırımcıların güvenini kazanması, Trump’ın zaferinin arkasındaki ekonomik dinamizmi açıklığa kavuşturuyor. Musk’ın hükümetin kararlarında daha fazla söz sahibi olması, özellikle finansal ve teknolojik gelişmelerin gelecekteki yönünü belirleyecek gibi görünüyor. Kripto paralara olan bu ilgi, finans dünyasında büyük değişikliklere yol açarken, gelecekte Bitcoin ve altcoinlerin daha fazla değer kazanması bekleniyor.

TRUMP’IN GÜÇLÜ KABİNESİ

Bu siyasi yeniliklerin yanı sıra, Trump’ın kabinesinde yapılan değişiklikler de büyük dikkat çekiyor. Sağlık Bakanı olarak atanan Kennedy, aşı karşıtı bir duruş sergileyen ve alternatif tedavi yöntemlerine ilgi duyan bir figür. Mehmet Öz’ün Trump’ın yanında yer alması ise, eski dönemde Oprah Winfrey ile olan yakın bağlarıyla bilinen bir başka sürpriz. Oprah, Kamala Harris’in güçlü bir destekçisi iken, Mehmet Öz’ün Trump’ın yanında yer alması, Amerikan siyasi dinamiklerinin ne kadar değiştiğini gözler önüne seriyor.

Trump’ın kazandığı bu dönemde, Elon Musk’ın, Mehmet Öz’ün ve Kennedy gibi isimlerin, kabinedeki pozisyonları ve siyasi duruşları büyük bir yenilik olarak görülüyor.

“3 YAŞINDAKİ ÇOCUĞUN CİNSEL KİMLİĞİ SORGULANIYORDU

ABDPOst.Com'un haberine göre Trump’ın zaferinin ardında yatan önemli faktörlerden biri de Amerika’daki yeni neslin giderek artan bir şekilde endişe ve korku içinde yaşaması.

Biden yönetimi sırasında yapılan ve "Inclusion" adı altında uygulanan sosyal adalet politikaları, aslında küçük yaşta çocuklara yönelik cinsiyet kimliği sorgulamaları, seks değiştirme operasyonları gibi uygulamalarla tartışma konusu oldu. Özellikle, 3-4 yaşındaki çocuklara, hastane ve okul ortamlarında cinsiyet kimliklerini sorgulatmak ve "transseksüel" kimliklerini öğretmek, birçok aileyi rahatsız ediyor. Çocukların kafa karıştırıcı eğitimlere tabi tutulması, ailelerin onayı olmadan sağlık hizmetleri sunulması gibi durumlar, birçok kişiyi ciddi şekilde endişelendiriyor. Trump yönetimi, bu tür uygulamaların önüne geçilmesi gerektiğini savunuyor ve gelecekteki nesillerin sağlıklı bir ortamda büyümeleri için bu tür uygulamaların sona erdirileceğini belirtiyor.

BİDEN YÖNETİMİNDE YAYGINLAŞAN UYUŞTURUCU KULLANIM

Ayrıca, California gibi eyaletlerde uyuşturucu kullanımının yaygınlaşması ve bu konuda yapılan yasal düzenlemeler de gençler için bir başka tehdit oluşturuyor. Özellikle marihuana gibi maddelerin yasal hale gelmesi, uyuşturucu kullanımının artmasına, gençler arasında daha fazla depresyon ve intihar vakasına yol açıyor. Çocuklar için zararlı olan bu durum, Trump’ın politikalarında bir değişim çağrısına neden oluyor.

Trump’ın başkanlık dönemi boyunca UFO’larla ilgili ortaya atılan iddialar, Pentagon’un yayımladığı gizli belgeler ve Trump’ın uzaylılarla yapılacak olan açıklamalarına dair verdiği ipuçları, geniş bir tartışma yarattı. Trump’ın, başkanlık döneminde uzaylılarla iletişim kuran devlet yetkilileri hakkında açıklamalar yapacağına dair verdiği söz, dünya dışı yaşamın varlığına olan ilgiyi artırmıştı.   Tüm bu gelişmelerin ışığında, dünya yönetiminin yalnızca birkaç ismin elinde olmadığı, daha geniş ve karmaşık bir yapı tarafından şekillendirildiği söylenebilir. Elon Musk, Bill Gates, Donald Trump ve Vladimir Putin gibi figürler, bu yapının yüzeydeki temsilcileri olabilir. Ancak asıl gücü yönlendiren derin yapı ve küresel elitler hakkında pek çok şey hala bilinmiyor. Bu durum, dünya çapında farklı coğrafyalarda eş zamanlı olarak gerçekleşen büyük değişimlerle birlikte, bir "yeni dünya düzeni"nin temellerinin atıldığına dair ciddi şüpheleri beraberinde getiriyor.

Pisacane’ye göre yakın gelecekte bu gücün ne kadar daha görünür olacağı, bilinen dünya düzeninin nasıl değişeceği ve bu değişimlerin toplumları nasıl etkileyebileceği ise zamanla daha da netleşecek.

JOE BIDEN’IN SAĞLIK DURUMU

Seçim sürecinde, özellikle Başkan Joe Biden’ın yaşadığı sağlık problemleri gündemden düşmedi. Donma anları ve garip davranışları, ciddi sağlık sorunlarının bir göstergesi. Ancak Pisacane, bu durumun teknolojiyle de ilişkilendirilebileceğini ifade etti. Pisacane’ye göre gelişen robot teknolojisi ve yapay zeka, Biden’ın yerine geçebilecek insan benzeri makineler kullanılıyor olabilir.

ABD’NİN İSRAİL POLİTİKASI: DEĞİŞMEYEN DESTEK

Pisacane’ye göre Amerika ve İsrail arasındaki ilişki, yönetim değişse de temelde değişmeyen bir stratejiyi yansıtıyor. Hem Trump hem de Biden yönetimleri, İsrail’i güçlü bir müttefik olarak desteklemeye devam ediyor. Bu politika, Orta Doğu’daki Amerika'nın çıkarlarını korumak ve İsrail’in güvenliğini sağlamak amacı taşıyor. Gazze’deki ölümler gibi insani krizler, Amerikan politikasının eleştirilmesine yol açsa da, Washington’un İsrail’e verdiği destek değişmiyor. Amerika’nın Orta Doğu’daki stratejisi, İsrail’e dayalı ve bu destek, bölgedeki çatışmaların arkasındaki temel faktörlerden biri olarak öne çıkıyor. İsrail’in gücü abartılsa da, aslında Amerika'nın yönlendirdiği bir politika izliyor. İsrail’in varlığı, Amerika için kritik önemde, ve bu politika her halükarda sürecek gibi görünüyor.

“TRUMP SEÇİLİRSE ÜLKEYİ TERK EDERİZ”

Amerika’daki seçimler öncesinde, bazı ünlüler Trump’ın seçilmesi durumunda ülkeyi terk edeceklerini açıklamıştı. Bu isimler arasında Taylor Swift, Jennifer Lopez ve Oprah Winfrey gibi büyük isimler vardı.   Trump’ın zaferiyle Hollywood'un en güçlü sesleri büyük bir yenilgiye uğradı. Seçim sonrası bu ünlüler, yine Amerika’da kaldılar ve ülkeden gitme sözlerini yerine getirmediler.

PISACANE: HALK UYANIYOR!

Gazeteci Elif Kask Pisacane’ye göre Amerikan halkı, bu ünlülerin tutumlarına karşı daha bilinçli bir tavır sergilemeye başladı. İnsanlar artık medyanın ve ünlülerin manipülasyonlarına karşı daha uyanık hale geldiler. Ekonomik zorluklar ve evsizliğin arttığı bir dönemde, milyonlarca dolar Ukrayna’ya ve Orta Doğu'ya giderken, sokaklarda açlıkla mücadele eden halk unutulmuştu. Ünlüler ve medya, halkı sadece eğlence ve tüketimle yönlendirmeye çalışırken, halk giderek daha fazla farkındalık kazandı.

Pisacane’ye göre halk, büyük bir "uyanış" yaşıyor. Eskiden, ünlüler ve medyanın gücüyle halkın yönlendirilebileceği düşünülse de, artık durum değişmiş gibi görünüyor.   Bu değişim, sadece Amerika ile sınırlı kalmadı. Türkiye'de de benzer bir "uyanış" süreci yaşanıyor. Artık insanlar, eski alışkanlıklarının ve medya etkilerinin ötesine geçiyor.

İSTANBUL BOŞALTILIYOR MU?

Son yıllarda, özellikle Amerikalıların İstanbul ve Antalya gibi Türkiye'nin popüler bölgelerinde gayrimenkul alımları arttı. Bu durum, İstanbul'dan kırsal alanlara taşınan yerli halkın yanı sıra yabancı yatırımcıların da ilgisini çekiyor. Kentsel dönüşüm projeleri ve deprem korkuları nedeniyle, İstanbul'un geleceği konusunda endişeler büyürken, kıyı bölgelerindeki ev fiyatları yükseliyor. Aynı zamanda, yeni çağın etkileriyle birlikte, dünyada büyük bir değişim yaşanıyor. Elon Musk’ın oğlunun ismi ile ilişkilendirilen eski Sümer sembollerinin, bu değişimi simgeliyor olması da, bir dönüşümün başladığını gösteriyor.

KADIN GÜCÜNÜN EGEMEN OLDUĞU YENİ BİR ÇAĞ BAŞLIYOR

Bu değişimlerin arasında kadınların gücünün yükselmesi bekleniyor. Pisacane’ye göre yeni dönemde kadınların egemen olduğu bir çağ yaşanacak, kadınlar, yönetimde ve toplumsal hayatta daha fazla söz sahibi olacak. Sonuç olarak, Trump’ın yeniden başkanlık koltuğuna oturması, dünya genelinde pek çok insanın umudunu tazeledi. Amerika’daki sokaktaki vatandaşlar, Trump’ın kazanmasına büyük bir memnuniyetle bakıyor.   Trump’ın zaferi, Amerika'da sadece bir seçim sonucu değil, aynı zamanda gençlerin ve ailelerin değerlerine, toplumdaki derin değişimlere karşı gösterdiği bir tepki olarak da okunabilir. Trump'ın zaferinin, insanları modern kölelikten kurtaracağı iddiaları, özellikle sağlık, eğitim ve bireysel haklar üzerine kurulu. İnsanların artık kendi kimliklerini ve özgürlüklerini savunduğu bir döneme girildiği vurgulanıyor.

Trump’ın politikaları, birçok Amerikalı için sağduyunun ve toplumsal düzenin yeniden tesis edilmesi anlamına geliyor.

Elif Kask Pisacane’nin yaptığı açıklamalar sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. Bazı kesimler Pisacane’nin yorumlarını beğenip destek verirken, diğer kesim gazeteciye tepki gösterdi. Trump'ın politikaları hakkında yaptığı yorumlar, bazı sosyal medya kullanıcıları tarafından ilgiyle karşılanırken, bir kesim ise Pisacane’ye “Sen kedicik misin?” gibi eleştirilerde bulundu. Bu durum, sosyal medya üzerinde ikiye bölünmüş bir tartışmaya yol açtı.