Hidayet ve Dalalet
Allah kimi doğru yola iletirse işte o doğru yolu bulmuştur kimi de saptırırsa böyleleri için onun dışında dostlar bulamazsın onları kıyamet günü körler dilsizler ve sağırlar olarak yüzüstü haşredeceğiz varacakları yer cehennemdir cehennemin ateşi dindikçe onlara çılgın ateşi arttırırız (isra17/97.)
Ayeti kerime Hz peygamberin bütün çaba ve arzusuna rağmen akıl ve insaf ölçülerini yitirmiş çevresinde düşünüp risaleti haşrı ve Allah'ın ayetlerini idrak etmeyen kötü duygularına kapılıp inkarda inat ve ısrar edenlere Allah'ın hidayeti nasip etmeyeceğini haber vermektedir ayrıca onun sapkınlıkla baş başa bıraktıklarına peygamber de dahil olmak üzere hiç kimsenin yardım edemeyeceği bu inkarcıların ahirette kör ve sağır olarak diriltileceği bildirilmektedir(ibnaAşur,xv214-215)
Resulullah s.a.v şöyle dua ederdi Allah'ım senden Hidayet takva iffet ve gönül zenginliği isterim(Müslim,zikir72.)
Hidayet rehberi olarak gönderilmiş bulunan peygamber Aleyhisselam'ın Allah teala'dan Hidayet doğruluk dilemesi her şeyden önce hidayetin önemini ortaya koymaktadır doğru yoldan sapma tehlikesi bulunmayan Hz peygamber Allah'tan Hidayet dilerse daima dalalete düşme tehlikesinde olan bizlerin daha fazla Hidayet dilemesi gerekir nitekim Fatiha suresindeki bizi doğru yola hidayet et duası bunu göstermektedir Hz peygamberin hidayetin hemen peşinde emirlere uymak yasaklardan kaçınmak anlamında takva dilemesi hidayetin tezahürünün takva olduğunu göstermektedir iffet mubah olmayan şeylerden uzak durmak demektir zenginlik anlamına gelen gına burada günül zenginliği manasındadır insanlardan ve ellerindeki imkanlardan müstağnı olmak şerefli bir hayat ve etkili bir tebliğ hizmeti açılarından son derece önemlidir
Hidayet, Allah'ın kitap ve peygamberleri vasıtasıyla insanlara doğru yolu göstermesi ve onları bu yola ulaştırması demektir dolayısıyla hidayetin Allah'tan olması Allah'ın indirdiği kitaplar ve gönderdiği peygamberlerle doğru yolu açıklaması ve kulun bu hususta olumlu irade göstermesi karşısında onun kalbinde imanı halk etmesi ve yaratmasıdır
Dalalet, Hidayet kavramının zıttı olup bilerek veya bilmeyerek doğru yoldan sapmak demektir
Dalalet kavramının içeriğinde biri sapma diğeri saptırma olmak üzere iki anlam bulunmaktadır Kur'an'da Allah'a meleklerine kitaplara peygamberlere ve ahiret gününe inanmamak (nisa,4/136) Allah'a şirk koşmak (nisa,4/116) zulüm yapmak (lokman,31/11) gibi davranışlar sapma olarak ifade edilmiştir.
Saptırma terimine gelince Kur'an bunu da kişinin kendi kendisini saptırması (bakara2/108) ve Allah'ın kullarını saptırması olmak üzere iki şekilde vasıflandırmıştır. Verdiğim misallerle Allah ancak fasıkları saptırır"(bakara2/26) Allah kimi hidayete erdirmek isterse nun göğsünü İslam'a açar ve her kimi saptırmayı dilerse onun göğsünü daraltır (En'am,6)125)
Allah'ın insanları saptırması kendi tercihleri olan sapkınlık arzularının gerçekleşmesine izin vermesidir dolayısıyla insanların dalaletinde Allah'ın herhangi bir zorlama ve baskısı yoktur çünkü Allah olmuş ve olacak her şeyi bilir Hidayet dalaletten her biri kulların seçimiyle takdir edilip kazanılmıştır
Yunus der ki
Yol odur ki doğru vara
Göz odur ki Hakkı göre
Er olur alçakta dura
Yüceden bakan göz değil
Rabbim cümlemizi doğruluktan dürüstlükten ayrılmayan inanan bahtiyar müminlerden eylesin
KaynakAyet ,hadis Dini bilgiler